Kan Vermeden Değerlerinizi Ölçmenin Bir Yolu Olsa Nasıl Olurdu?

Besin değerlerimiz, kan değerlerimiz, vücudumuzdaki vitaminler her an değişiyor. Bu değişimler sağlığımızı olumlu veya olumsuz etkileyebiliyor. Dilediğimiz zaman bu değerleri kontrol edebilmek hayatımıza büyük bir kolaylık sağlamaz mıydı?

Kuzey Amerika’daki araştırmacılar; giyilebilen elektrokimyasal bir biyosensör geliştirdi. Canlıların etraflarındaki değişimlere gösterdikleri adaptasyondan ilham alınarak geliştirilen biyosensör; istirahat ederken, egzersiz sırasında, terli olduğumuz zamanlarda vücudumuzdaki tüm amino asitler ve vitaminler dahil olmak üzere çok sayıda bileşeni ve besin değerlerimizi sürekli olarak algılayabiliyor. Vücudumuzun en küçük yapı taşı olan amino asidi bile ölçebilen bu biyosensörler besin değerlerimiz, kan değerlerimiz ve vücudumuzdaki vitaminlerin değişimini saptayıp bize bildiriyor.

Daha fazlasını oku

Nanosensörler Kalp Krizini Tespit Edebilir Mi?

Ülkemizde her yıl 200 bin kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan kalp krizi, kalbi besleyen atardamarlarda yaşanan ani tıkanma sonucu kalp kasının yeterli seviyede oksijen alamaması ve buna bağlı olarak kalp dokusunda hasar meydana gelmesidir. Peki kalp krizini gerçekleşmeden önce algılayabilen cihazlar üretilebilir mi?

San Diego merkezli Scripps Health’te çalışan bilim insanları tam olarak bu cihazlar üzerinde çalışmaktadır. Ürettikleri teknoloji sayesinde kan akışında bulunan küçük nanosensör çipleri kalp krizinin öncüllerini algılayabilmektedir. Vücuduna bu çiplerden yerleştirilmiş bir kişi akıllı telefonuna veya başka bir kablosuz cihaza hemen bir uzmana görülmesi gerektiği konusunda bir uyarı alabilir.

Daha fazlasını oku

Bilim insanları, canlı hücrelerle gelecekteki araştırmalar için test alanı olarak ‘sanal hücre laboratuvarı’ oluşturma çabalarını ilerletiyor…

Bilim insanları, insan ve hayvan hücrelerinin davranış kalıplarının matematiksel analizini kullanarak, vücudun herhangi bir yerindeki bu hücrelerin davranışlarını taklit eden bir bilgisayar programı geliştirdiklerini söylüyor.

Daha fazlasını oku

Yapay zeka, araştırmacıların bağırsak bakterilerini gizemden arındırmasına nasıl yardımcı oluyor?

Bağırsak bakterilerinin birçok sağlık sorununda kilit bir faktör olduğu bilinmektedir. Ancak, sayıları ve çeşitlilikleri çok fazla olduğu gibi, vücut kimyasıyla ve birbirleriyle etkileşim biçimleri de çok çeşitlidir.

Tokyo Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, mevcut analitik araçların güvenilir bir şekilde belirleyemediği ilişkileri bulmak için ilk kez bağırsak bakterilerinden oluşan bir veri setini incelemek amacıyla Bayes sinir ağı adı verilen özel bir yapay zeka türü kullandılar.

Daha fazlasını oku

PKOS’ta ekstraselüler sıvı miRNA’ları

Soyut

Polikistik over sendromu (PKOS), hem üreme hem de metabolik işlevleri etkileyen yaygın bir endokrin rahatsızlıktır. Kapsamlı araştırmalara rağmen, PKOS’un kesin nedenleri hala belirsizliğini korumaktadır. Son çalışmalar, gen ekspresyonunu düzenleyen küçük, kodlamayan RNA’lar olan mikroRNA’ların (miRNA’lar) PKOS’u anlamak için kritik öneme sahip olabileceğini göstermektedir.

Daha fazlasını oku

Mitokondriyal hastalık riskini azaltan öncü teknolojiyle doğan bebeklerde ilk sonuçlar

Birleşik Krallık, 2015 yılında mitokondri bağışı teknolojisi olan pronükleer transferin kullanımına izin veren yasayı çıkaran ilk ülke oldu. Bu teknik, in vitro fertilizasyon (tüp bebek) yoluyla, yüksek risk altında olan ve tedavisi olmayan kadınlardan doğan bebeklerde mitokondriyal DNA hastalıklarının bulaşmasını sınırlamak için tasarlanmıştır. New England Journal of Medicine’de (NEJM) yayınlanan iki çalışma, bugüne kadar uygulanan ilk tedavilerin sonuçlarını açıklamaktadır. Bu tedaviler sonucunda mitokondri bağışı yoluyla sekiz bebek dünyaya gelmiş ve hastalık riski azalmıştır.

Daha fazlasını oku

Gen Haritalama ve DNA Dizileme Nedir? Sonuçların Analizi ve Genetik Varyant Türleri

Gen Haritalama ve DNA Dizileme Kavramları

Gen haritalama ve DNA dizileme/sekanslama farklı kavramlardır. Şöyle özetleyebiliriz:

  • Gen Haritalama: Genlerin bir kromozom üzerindeki yerlerini ve birbirlerine olan uzaklıklarını belirler. Daha genel bir harita sunar ve hastalıklarla ilişkilendirilen gen bölgelerinin bulunmasına yardımcı olur.
  • DNA Dizileme/Sekanslama: Genetik materyaldeki baz çiftlerinin (A, T, C, G) tam sırasını belirler. Gen haritalamadan daha ayrıntılıdır ve genlerin yapısını, mutasyonları ve varyasyonları tespit etmeyi sağlar.

Örnekle açıklarsak: Gen haritalama, bir kitabın içindeki bölümlerin hangi sırayla olduğunu anlamaktır; DNA dizileme/sekanslama ise, o kitabın tüm kelimelerini ve cümlelerini okumaktır.

Daha fazlasını oku

Yaşam Tasarlanabilir mi? Biyokimyacılar Sentetik Yaşam Formlarına Doğru Önemli Adımlar Atıyor…

Bilim insanları, sentetik hücreler inşa ederek yaşamın mekanizmalarını daha iyi anlamayı amaçlayan basitleştirilmiş biyolojik sistemler tasarlıyorlar.

Bilimdeki en temel sorulardan biri cansız moleküllerin bir araya gelip canlı bir hücreyi nasıl oluşturabildiğidir. Groningen Üniversitesi’nde Biyokimya Profesörü olan Bert Poolman, yirmi yıldır bu sorunu çözmek için çalışıyor. Yaşamı yeniden inşa etmeye çalışarak anlamayı amaçlıyor; sentetik bir hücrenin bileşenleri olarak kullanılabilecek biyolojik sistemlerin basitleştirilmiş yapay versiyonlarını inşa ediyor.

Daha fazlasını oku