Dil modelleri sistematik incelemelerin hızlanmasına yardımcı olabilse de, tam otomatik bir sisteme ulaşmak için henüz çok yolumuz var.

Dil modelleri sistematik incelemelerin hızlanmasına yardımcı olabilse de, tam otomatik bir sisteme ulaşmak için henüz çok yolumuz var.

Sağlık hizmetlerinin geleceğini yeniden tanımlamak için cesur bir adım atan sağlık teknolojisi girişimi Forward’ın inovatif kurucusu Adrian Aoun, yapay zeka destekli “CarePods “ları ABD’deki alışveriş merkezlerinde yaygınlaştırmaya hazırlanıyor. Yakın zamanda 100 milyon dolarlık bir fon sağlayan Forward, Elon Musk’ın otopilot vizyonunu sürücüsüz arabaların verimliliğiyle birleştiren bu fütüristik kiosklardan 25 tane dağıtmayı hedefliyor.
CarePod deneyimi, check-up’ları tamamen otomatikleştirmek için tasarlandı ve hastalar için hızlı ve uygun sağlık değerlendirmeleri sunuyor. Aoun, geleneksel doktor muayenehanelerinin tarihe karıştığı ve yerlerini bu kutulara bıraktığı bir dünya hayal ediyor.
CarePod’un içinde hastalar telefonlarıyla ünitenin kilidini açıyor ve robotik bir sesin talimatlarını takip ederek vücut taramaları, tansiyon ölçümleri ve parmakla kan alma gibi kendi kendilerine uyguladıkları teşhislerde onlara rehberlik ediyor. Ancak, perde arkasında henüz hala lisanslı tıp uzmanları mevcut, sonuçlar video veya sohbet yoluyla uzaktan yorumlanıyor. Sınırsız erişim için aylık 99 dolar fiyat biçilen CarePods, proaktif sağlık ve zindeliğe odaklanan dijital yerli nesilleri hedefliyor.
Aoun, ölçeklenebilirliğin anahtarının pahalı insan kaynaklarına olan bağımlılığı azaltmakta yattığını ileri sürüyor. Yerinde asistanlar tarafından yalnızca ara sıra bakım gerektiren CarePods, geleneksel sağlık hizmeti ortamlarıyla ilişkili işgücü maliyetlerini azaltmayı amaçlıyor. Bu hamle, doktor eksikliğinin ve randevu için ortalama 26 günlük bekleme süresinin önemli zorluklar oluşturduğu ABD’de erişilebilir birinci basamak sağlık hizmetlerine duyulan acil ihtiyacı da karşılamış olacaktır.

Kaynak ve devamına Buradan ulaşabilirsin.

Geçmişten günümüze gittikçe popülerleşen ve artık bilim dalı olarak gündemde olan bir kavramdan bahsedeceğiz: Nanoteknoloji.
Peki nedir bu nanoteknoloji? Gelin sözlük anlamına bakalım.
“Maddenin atomik veya moleküler boyutta işlenerek mikroskobik boyutta ürünlerin üretilmesi yöntemi.” olarak karşımıza çıkıyor.
Nano kelimesi Yunan kökenli olup küçük, minik anlamlarına gelir. Nanoteknoloji ise maddenin atomik, moleküler ayrıca supramoleküler seviyede kontrolüdür. Aynı zamanda nanoteknoloji 1 ile 100 nanometre boyutlarındaki yapıların herhangi bir amaç için kullanılmasıdır. Peki 1 nanometre size ne ifade ediyor? Ne kadar küçük olduğunu hayal edebilir misiniz? Size bir örnekle anlatabilirim. Dünya’yı düşünün ve boyutunun 1 metre olduğunu varsayalım. Bu durumda bir futbol topu da 1 nanometreyi temsil eder. 1 nanometre metrenin milyarda biri olarak ölçülüyor.
Geçmişten Günümüze
Peki hayatımızda ne zamandan beri var bu kavram? Hangi süreçlerden geçti? Ne kadar gelişti?
Nanoteknolojiyi besleyen ilk kavramlar ünlü fizikçi Richard Feynman tarafından ortaya konmuştur. Richard Feynman 1959’da atomların kontrolü ile sentezin olasılığından bahsettiği konuşma “There’s plenty of Room at the Bottom” sayesinde bu alana dikkat çekmiştir. Her bir atom ve molekülü ayrı ayrı kontrol edebilecek bir sürecin varlığından bahsetti ve bilim dünyasına yeni bir kavram ekledi diyebiliriz.
1960’ların başında mikroçipler geliştirildiğinde doğal olarak nanoteknolojiye olan ilgi de artıyor. Nanoteknoloji, bilimsel terim olarak ilk kez 1974 tarihinde Norio Taniguchi tarafından kullanılıyor.
(Daha önce de sürekli nanoteknoloji demiştik fakat Norio’dan öncesi nanoteknoloji için bir temeldi.)
1980’lere baktığımız zaman nanoteknoloji artık bir bilim dalı olarak ele alınıyordu. K. Drexler, Feynman’dan etkilenerek 1986 tarihinde yazdığı “Engines of Creation: The Coming Era of Nanotech” kitabında bu terimi kullanıyor. Drexler aynı zamanda nanoteknoloji kavramları ve sonuçları hakkında toplum bilinci oluşturmak için The Foresight Institute (Öngörü Enstitüsü) ‘nü kurmuştur.
Başlangıcı 1970’lere kadar dayanan bu bilim hala gelişmekte ve sonsuz bir gelişim potansiyeli taşımakta diyebilir miyiz? Bence diyebiliriz.
Hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bu teknolojiyi başlıklar altında bakalım isterseniz. Hangi alanda hangi çalışmalar yapılmış ya da hangi çalışmaları yapmak mümkündür bunlardan bahsedelim.
Tıp:
Gen uygulamaları, diş tedavileri, ortopedi, salgın hastalıklar ve en önemlileri kanser ile nörodejeneratif hastalıklar için nanoteknoloji kullanılabilmektedir. Kanserin erken teşhisinde ve hatta kanser hücrelerine direkt olarak müdahale edilmesinde büyük rol oynar.
Vücuda alınan ilaçlar, normalde vücudun her yerine dağılmakta ve gerçek hedefe gitme olasılığı azalmaktadır. Nanopartiküler ilaçların üretimiyle kanser hücrelerine ya da herhangi hasta hücreye direkt yönelen ilaçların yapılması mümkündür. Bu sayede aldığımız ilaçlar bütün vücudumuza yayılmak yerine direkt gitmesi gereken bölgeye gidecektir. Böylelikle vücudun küçük bir bölgesini tedavi etmek için vücudun başka bir yerini zehirleme riski ortadan kalkmaktadır.

İlerleyen zamanlarda nanoteknoloji sayesinde hangi gelişmeler bizi bekliyor dersiniz? Birkaçından bahsedeyim:
· Çok küçük boyutlarda üretilen robotlar ile hasarlı organların iyileştirilmesi.
· Tıkanan beyin damarlarının nano tüplerle tıkanmalar giderilebilmesi.
· Sinirsel iletişim eksikliğinden kaynaklanan ve genel adı felç olan hastalığa, nano teknolojiyle üretilen yapay kılcal damarlar ile çare bulunması.
· Süper bilgisayar tarafından kontrol edilen ve vücudumuzun yapay bağışıklık sistemini oluşturacak nano robot ordularının üretilmesi.
· Gelecekte nano biyolojik ürünler gündeme gelecek, suni organ yapımında nano parçalar kullanılacak, anında teşhis koyabilen sağlık tarama araçları yapılabilecektir.
Pek yakın gelecekte, medikal nanoteknoloji alanında bir devrim yaşanacak diyebiliriz. Örneğin sanal olarak hastalıkların önüne geçilebilecek, moleküler seviyede hücreleriniz tamir edilecek ve yaşlanma yavaşlatılacak.
Peki sağlık alanında herhangi bir tehlike oluşturuyor mu sizce? Nanofiberler; uçak kanadından tenis raketine kadar değişik ürünlerde ve bazı alanlarda kullanılmaktadır. Uçuşan nanoparçacıkları ve nanofiberleri içine çekmek fibröz gibi birçok akciğer hastalığına sebep olabilir. Araştırmacılar; deney fareleri nanoparçacıkları içine soluduğunda bu parçacıkların beyine ve akciğere yerleştiğini ve bunun da stres tepkisi ve iltihaplanma için biyo-işaretlerde önemli artışa sebep olduğunu bulmuşlardır. Ayrıca nanoparçacıklar tüysüz farelerde oksidatif stres yoluyla cilt yaşlanmasını tetikler. Bir gazete makalesi boya fabrikasındaki işçilerin ciddi akciğer kanserine yakalandıklarını ve akciğerlerinde nanoparçacıkların bulunduğunu bildirmiştir. Evet nanoteknolojinin yararları saymakla bitmez fakat sizce bu tür zararlar ihmal edilmeli mi? Yoksa nanoteknolojinin sebep olduğu hastalıklara nanoteknolojiyle çözüm getirilebilinir mi?
Enerji:

Nanoteknoloji, daha iyi kataliz kullanarak yakıt üretiminin verimliliğini artırmak, yeni tür piller oluşturmak, daha iyi aydınlatma sistemleri oluşturmak, güneş panellerinin verimliliğini ve maliyet etkinliğini artırmak için çeşitli enerji alanlarında kullanılmaktadır.
Son yıllarda ilgi odağı olan nanomalzemelerden biri Karbon Nanotüp (CNT) tür. Karbon Nanotüp, Japon bilim adamı Sumio Iijima tarafından 1991 yılında keşfedilmiştir. CNTler olağanüstü dayanım, esneklik, elektrik ve ısıl iletkenlik gibi özelliklere sahiptirler. Bu özellikleri sayesinde, enerji alanlarında kullanımları ile ucuz, kolay ve daha etkili enerji üretim, taşıma ve tüketim metotlarına ulaşılabilmektedir. 2004 yılında keşfedilmiş diğer bir yeni nanomalzeme ise Grafen’dir. Grafenin enerji sektöründe kullanılması üzerine yapılan çalışmaların bir kısmı elektrik enerjisinin etkili bir şekilde taşınması ve depolanması üzerinde yoğunlaşmaktadır. Karbon Nanotüp ve Grafene yanı sıra çeşitli nanoparçacıklar vardır. Mükemmel optik ve iletkenlik özelliklerine sahip olduklarından güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan enerji toplanması, nanoparçacıkların yoğun olarak kullanıldığı ana uygulamalardan biridir. Nanomalzemelerin enerji alanında hangi dallarda kullanıldığını şu şekilde özetleyebiliriz; güneş enerjisi, hidrojen teknolojisi, enerji depolama, yakıt hücreleri, enerji taşımacılığı ve enerji tüketimi.
Otomotiv:
Otomotiv sektörü son derece rekabetçi bir sektördür. Nano teknoloji çalışmaları, otomotiv sektöründe rekabet açısından önemli alanlara katkıda bulunmaktadır. Her alanda olduğu gibi maliyetin azaltılması, kalitenin artırılması, iyileştirilmiş teknik özellikler için nanoteknoloji otomotiv sektöründe de önemli bir yer kaplıyor. Bunun dışında ağırlığın azaltılması, yakıt tüketiminin iyileştirilmesi, çevreci araçlar üretmeyi kolaylaştıran ve amaçlayan uygulamalar da nanoteknoloji altında yapılmaktadır.

Kaynak ve devamını okuman için: Nanoteknoloji nedir? Nanoteknoloji kullanım alanları… Nanoteknoloji hakkında herşey | Pubso Yayın Topluluğu (medium.com)